Liberal Düşünce Dergisi’nin mevcut sayısı, farklı akademik yazıları birarada sunma misyonunu sürdürürken, öte yandan global ve bölgesel sorunların etkisini daha çok hissetmeye devam ediyoruz. Müslümanlar için müstesna bir ay olan Ramazanın yaşandığı, manevî hislerin yükseldiği bu atmosferde, malî ve siyasî sorunların da etkisinin hissedildiği bir atmosferi soluyoruz. Toplumsal etkileşimin arttığı, yardımlaşma duygusunun yükseldiği bu süreçte derin bölgesel sorunların tehdidini de aynı derecede yaşıyoruz.

Nitekim Rusya ve Ukrayna arasında süren askeri çatışmalar gerek bölgesel ve gerekse küresel ölçekte yaşanan sorunların derinleşmesine etkide bulunmayı sürdürmektedir. Böylesine yaşanan yıkıcı çatışmanın son bulması ise başat güçlerin çabasıyla mümkün olabilir. Ancak görünen o ki küresel siyasette etkili olan ABD ve AB gibi baskın güçler barışın tesisini önceleyen tavırdan uzaklar. Türkiye bölgesel etkili bir aktör olarak bu sürecin en az maliyetle çözülmesi için çabalamaktadır.

Diğer önemli bir sorun ise İsrail devletinin Batıyı da arkasına alarak Gazze’ye yaptığı saldırıdır. Bu saldırıda Gazze’de yaşayan Filistin halkı soykırım tehdidi altında varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Ağır ve tahrip gücü yüksek silahlarla mazlum Filistin halkına yapılan saldırının amacı İsrail’in genişlemesi ve bölgede daha güçlü bir aktör olarak varlığını sürdürmesidir. Ancak İsrail’in bu katliam pratiği kadar sarsıcı ve gayrı ahlaki olan durum ise Arap ve İslam dünyasının pasif tutumudur. Sesi en çok çıkan ülke konumunda olan Türkiye’nin çabaları sorunun üstesinden gelmeye yeterli olamamaktadır.

Bu iki menfi hadisenin dışında küresel ölçekte yaşanan ekonomik daralma, işsizlik, yabancı düşmanlığı ve ötekileştirici söylem ayrı bir husus olarak geleceğe dair umutların zayıflamasına yol açmaktadır. Tüm bu sorunların aşılmasında pratik çözümlere yol açacak olan ise derin anlayış değişikliği olacaktır. Olumlu normatif yargıların yeniden tesisi, özgürlük, hayat ve mülkiyet hakları gibi klasik ve kadim değerlerin yeniden ifadesi bu sorunların çözümü için yeni bir pencere açabilir. Zira değer yargılarının müspet yeniden tesisi olmadan anılan bu çatışmacı dünyadan kurtulmak mümkün değildir.

O halde insan hakları, hukukun üstünlüğü, ötekinin varlığına yönelik takınılacak hoşgörü gibi ahlâkî ve politik değerlerin yeniden tesisi için daha çok konuşmak, daha çok yazmak ve daha çok görünmek gerekmektedir. Bu bağlamda mazlum Filistin halkının kurtuluşu için geliştirilecek tepki ve farkındalık, diğer sosyo-politik çatışmaların sönümlenmesi için de önemli bir fırsat olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle, dergimizin yeni sayısını okumanız ve faydalanmanız dileğimle!

Alim Yılmaz
Editör

Diğer Linkler