Yaşadığımız coğrafyada savaş tehdidi altında, somut çatışmaların yaşandığı, kafa karışıklıklarının zirveye çıktığı ve anlamak için daha sakin analizlere ihtiyaç duyulan zaman diliminde, yeni iddialı bir dergi sayısıyla karşınıza çıkmanın huzurunu yaşıyoruz.
İsrail’in İran’a saldırısıyla başlayan ve naklen yayınlanan heyecan verici enstantaneler, ne yazık ki ölüm, tahribat ve daha da önemlisi varoluş şüphesi yaratarak, ağırlıklı Müslüman olan toplumlarda travmalar yaratmaktadır. Tarihin temel varlık alanlarından birini oluşturan İslam coğrafyasında yaşayan Müslüman ahalinin ekseriyeti güvensiz hissetmektedir.
Güvensizlik duygusunun yarattığı negatif psikolojik halin yayılma eğilimi, ataleti tahrik ederek geri dönülmez yaralar açma kapasitesini haizdir. Bu nedenle yapılacak olan, doğrudan eylemlerle terapi sürecini ivedilikle başlatarak aksülamelde bulunmaktır. Böylece toparlanmak, güvensizlik ve yetersizlik duygusunu bastırarak bireysel düzeyde başlayarak, toplumsal direnişi güçlendirmek mümkün olacaktır.
Yüzyılı aşan mezkûr kayıp ve kaybı telafi “depresyonu” ancak yola çıkarak aşılabilir. İlk adımın aşaması geçilmiş olması sağlam bir zemin oluşturmuştur. Ancak, yaşanan kopuşlar, mazur kalınan saldırı dinamiği ve daha da önemlisi “suçu başkasına yükleme” duygusu aşılarak oturulan zeminin tahkimi zorunludur.
Bu amaçlara matuf olmak üzere farklı düşünsel pratikler, fikri tepkiler ve somut eylemler geliştirmek mümkündür ve nitekim somut üretimler de ortaya konmaktadır. İktisadî gelişimin geçim sıkıntısını çözmesi gereklidir. Uluslararası sistemin acımasız güç tahakkümüne karşı yeterli müktesebatı oluşturmak ruhsal ve fiilî özgürlüğü korumanın yolu olduğu kadar, ruhsal sağlığı oluşturmanın da anahtarıdır.
Biz dergi faaliyetleriyle fikir ve akademik üretime katkıda bulunarak olan biteni daha iyi anlamaya, doğru ve yerinde değerlendirmeler yapmaya katkı sunmaya çabalıyoruz. Türkiye ve yakın çevresinde yaşanan hızlı sosyal, siyasal ve iktisadî değişimlere teknolojik değişimler de ayak uydurmaktadır. Savaşın veya savaş tehdidinin gölgesinde ortaya çıkan değişim dinamiği beraberinde yeni yapılar oluşturmaktadır. Türkiye bu çerçevede yeni politik işbirlikleri kurarak mevcut çıkmazları aşma kudreti göstermektedir.
Hatırlanması gereken önemli bir husus ise enerjimizin ne için kullanıldığına dairdir. Son dönemde yaşanan politik ve iktisadi krizlerin yarattığı tehditler, öncesinde yapılan tercihlerin sonuçlarıyla ilişkilidir. Zira tarihsel olarak adaleti tesis etmek, maddi refahı oluşturmak veya savunma teknolojilerine ve eğitime yatırım yapmak yerini, benimsenen doktrinler ışığında insanı zorbalamak, takip ve tehdit etmek gibi faaliyetlerin absorbe ettiği enerjinin ürettiği negatif sonuçlardan kaçınmak imkânsızdır.
Bu değerlendirmeler ışığında dergimizin yeni sayısından istifade etmenizi diliyorum!
Prof. Dr. Alim Yılmaz
Editör



